28 Aralık 2014 Pazar

Tuz İle Nasıl Tırnak Tasarımı Yapılır? / Tırnak Tasarımlarım #19 / Nail Art

 Merhabalar. Hepimiz kadifemsi görüntülere sahip tırnaklara bir hayranlık beslemişizdir. Bu yüzden, hoş ve bir o kadar da basit bir yöntem denedim. Bu yöntem tam olarak kadife bir duruş sergilemiyor fakat oldukça göz alıcı, hoş bir katman yaratıyor. Nasıl mı? Cevap çok basit. 'tuz' ile. İlk duyduğumda 'nasıl ya?' demiş olsam da denemeye karar verdim ve ilk denememi sizlerle hemen paylaşmak istedim. Bu tasarım, sadece deneme amaçlı olduğundan tırnaklarıma pek özenmeden yaptığımı ve ojeyi de yeterince taşırdığımı belirtmeliyim. Amacım sadece deneme yapmaktı fakat oluşan görüntü o kadar hoşuma gitti ki, sizlerle paylaşmasam olmazdı. :) Bir dahakine çok daha özenilmiş bir 'tuz' tasarımı ile görüşmek dileğiyle, fotoğrafta gördüğünüz bu güzel görüntüyü nasıl elde ettiğimi anlatmaya geçelim..   





İlk olarak bir kağıdın üzerine bolca tuz döküyoruz. Ardından kendimize bir oje seçip tırnaklarımıza güzelce bir kat sürüyoruz. İlk katımız kuruduktan sonra ikinci katı tırnaklarımıza 'tek tek' sürüyor ve ikinci kat kurumadan tırnağımızı tuza batırıyoruz. Bütün tırnaklarımıza tek tek aynı işlemi uyguluyoruz. Tüm tırnaklarımız tuza batınca aşağıdaki fotoğrafta oluşan görüntü meydana geliyor.



Bir süre ojelerimizin kuruması için bekliyoruz. Daha sonra ojelerimiz kurumuş ise, tırnaklarımızı suya tutuyoruz. Tırnaklar su görünce, üzerlerindeki tuzlar eriyor ve boşluklu boşluklu çok hoş bir görüntü bırakıyorlar :)





















Oldukça hoş bir duruşa sahip bu 'tuz' denemesini ilgilenen herkese tavsiye ederim. Oje sürmekten çok daha basit bir işlem istiyor ve herkes harika bir görsellik elde edebiliyor. Sizler nasıl buldunuz? Bence denemeye değer. :)


Sağlıklı günler!

22 Aralık 2014 Pazartesi

Türk Kahvesinin Sağlığa Yarar Ve Zararları Nelerdir?

Kahvenin insan sağlığı üzerindeki etkilerini biliyor muydunuz?   

Türk geleneklerinde kahve, özenle yapılır. Bol köpüklü, bol kahve çekirdekli harika bir içecektir. Ne yazık ki kız istemeden kız istemeye yapılır bir hal alsa da, ben köpüklü türk kahvesini çok tüketiyorum ve sağlık üzerindeki etkilerini araştırmadan geçemedim. İnsan sağlığı üzerinde oldukça önemli yararları olduğunu sizlerle de paylaşmak isterim. Tabii ki unutmamamız gereken; her yiyecek içecekte olduğu gibi, kahvenin de çok aşırı tüketilmesinin sağlığa yarar değil zarar sağlayabildiğini belirtmekte fayda var. Herşeyin dozunu ayarlamamız gerekli. 
Şimdi kahvenin dozunda tüketildiğinde vücuda sağladığı eşsiz yararları, ve gereğinden fazla tüketildiğinde neden olduklarını hep birlikte inceleyelim.


Kahvenin Sağlığa Yararları;



  • Depresyondan uzak tutar
  • Alkolizm tedavisinde kullanılabilir
  • Cilde yararlıdır ve selülite karşıdır
  • Bağırsakları düzenler
  • Safra taşı oluşumu riskini azaltır
  • Kalp rahatsızlıklarına karşın faydalıdır
  • Kolesterolü düşürür
  • Konsantrasyonu arttırır
  • Düşünme potansiyelini yükseltir
  • Bağımlılık yapar
  • Kanser hücrelerinin çoğalmasını engeller
  • Felç riskini düşürür
  • Sabah tüketilen kahve stresi yok ediyor (hastalıkların çoğunluğunun stres kaynaklı oluştuğunu düşünürsek, eşsiz bir yardımcı)
  • Baş ağrılarına, ağrı kesiciden daha yüksek bir etki yapıyor

Bilim insanların yaptıkları araştırmalar ve edindikleri istatistiklere göre, her gün 1 fincan kahve içen bir insanın, nadiren kahve tüketen bir insana kıyasla felç geçirme olasılığı %20 daha azdır.

Kanser hastalıklarında, içeriğindeki maddeler sayesinde kanser hücrelerinin üremesini engelleyen bir yapıya sahiptir.


Baş ağrılarında, bir ağrı kesiciye oranla kahvenin etkisinin %40 daha yüksek olduğu saptanmış.


Aşırı Tüketilmesi Durumunda Kahvenin Sağlığa Zararları;



  • Kahvenin aşırı tüketimi, kalpte ritim bozukluğuna
  • Tansiyon yüksekliğine
  • Çeşitli mide rahatsızlıklarına
  • Migren hastalığına
  • Göz rahatsızlıklarına yol açabiliyor.

Kafein maddesi, yumurtlamayı yani doğurganlığı olumsuz yönde etkilemekte. Bu nedenle aşırı kahve tüketimi hem doğurganlığa olumsuz etki yapıyor hem de hamilelikte bebeğe zararlı olabiliyor. Hamile bayanlar için günlük kahve içeriğinin 300 mg ı geçmemesi söyleniyor. 


Günde en az 125 mg kahve tüketilmesi göz tansiyonuna yol açıyor. Kahve tüketimini daha da abartmak, ilerki yaşlarda körlüğe dek götürebiliyor.


Daha önce yapılan araştırmalar her gün, günde 2 fincandan daha çok kahve tüketiminin kalp rahatsızlıklarının oluşma olasılığını arttırdığını söylese de, yeni yapılan araştırmaya göre bilim adamları çok fazla kahve tüketen insanların aynı zamanda sigara tüketimi gibi alışkanlıklarının da çok olduğunu ve kalp rahatsızlıklarının sebebinin muhtemelen kahve olmadığını düşündüklerini vurguladılar.


Peki kahve ölçüsünü neye göre anlarız?


Bir fincan Türk kahvesinde 50 mg kafein bulunuyor. Bu kafein, insanların vücutlarından hemen attıkları bir miktar. Türk kahvesi dediğimiz kahve fincanı bunun için tam ideal ölçülere sahip. Dolayısıyla günlük 1 fincan türk kahvesinin hiç bir zararı yoktur. Günlük 2 fincan türk kahvesi de, günlük 100 mg kafeine tekabül eder ve vücuda zararlı değildir. Fakat günde 2 fincanı geçirmemiz, sağlığımız için yararlı değildir. 


Sağlığımıza, vücudumuza harika yararları olan türk kahvesini, günde 2 fincana dek tüketebilirsiniz. Her yiyecekte, içecekte olduğu gibi dozunu kaçırmamak kaydı ile. 



Peki Türk Kahvesi Nasıl Yapılır?

Fotoğraflardaki kahve fincanı, kendi yaptığım kahve. Daha önce sitemde türk kahvesinin nasıl yapıldığını anlatan bir yayın paylaşmış, hatta ileride kahvenin yararlarından bahsedeceğimi de o yayında belirtmiştim. Kahvenin nasıl yapıldığını incelemek isterseniz burayı tıklamanız yeterli. 


Sağlıklı günler! :)

17 Aralık 2014 Çarşamba

Tırnağa Ebruli Zikzaklar Nasıl Yapılır? / Tırnak Tasarımlarım #18 / Nail Art

 Merhabalar. Bugün tekrardan bir 'kürdan' ile ebru denemesi ile karşınızdayım. Aslına bakarsak, bu tasarımlar yapabileceğiniz en basit, rahat ve de en az zaman alan tasarımlar. Sadece oje sürerken verdiğiniz zaman içerisinde bitirebileceğiniz ve oldukça da hoş görüntüler elde edeceğiniz güzel tasarımlar olduğunu düşünüyorum. Tek dezavantajı, ojelerin kurumaması gerektiğinden yapım aşaması fotoğrafları çekemiyor olmam. 










Daha önce mavi tonlu ebru deseni çalışmamda da kürdan ile nasıl ebru yapabileceğimizden bahsetmiştim. Oldukça beğenilen o tasarıma ve detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Bu tasarımda beyaz ojemi taban rengi olarak seçtim ve yoğun bir şekilde tırnağıma sürdüm. Daha önce de belirttiğim gibi, kürdan ile yaptığımız ebrularda taban ojemiz hiç kurumadan üstüne diğer rengi uygulamamız gerekiyor. Beyaz ojemin kurumasına fırsat vermeden kırmızı ojemi tırnağımda çapraz bir şekilde sürdüm. Fakat kırmızının yoğun olmaması gerekiyor aksi takdirde istediğimiz sonuca ulaşamıyoruz. Çok ince bir katman halinde 'yatay bir çizgi' şeklinde tırnağımıza baştan uca dek sürüyoruz. Daha sonra ojelerimiz kurumadan kürdan ile bir sağa bir sola zikzak şeklinde çizgiler çiziyoruz. İşte bu kadar kolay bir işlem :)


İşlemimiz sonrasında yandaki fotoğrafta da gördüğünüz gibi bir görüntü oluşuyor. Kırmızı ojemizi tırnağımıza çapraz bir şekilde sürdüğümüzden, oluşan renk yoğunluğu da çapraz bir şekilde yayılıyor tırnağa. Bu görüntüyü sevdim doğrusu. :)
(Ressam bu çalışmasında, dönemin ikinci vize haftasına girdiğini yansıtmak istemiş, ruh halini tablo ile bütünleştirmiş (!) )








Tasarımda kullandığım kırmızı ojem Golden Rose'dan sevdiğim bir renk olan 63 numaralı oje. Aslına bakarsanız aslen bordo tonuna sahip. Fakat tırnağıma tasarımda ince bir çizgi çektiğimden kırmızımsı durdu. Yakında oje ile ilgili detaylı yorumlarım gelecek.
     














Tasarımda kullandığım beyaz ojem ise, her tasarımda kullanır olduğum Flormar 300 numaralı beyaz oje. Yakında ojenin detaylı yorumlarını yazacağım.














Bu güzel tasarımı sizler nasıl buldunuz? :)

11 Aralık 2014 Perşembe

Mavi Tonlu Ebru Deseni Nasıl Yapılır? / Tırnak Tasarımlarım #17 / Nail Art

 Merhabalar.. Bugün sizlere sevimli mi sevimli bir tasarımdan bahsedeceğim.   


 Tasarım için ihtiyacımız olanlar 3 adet birbirine uyumlu oje, bir parlatıcı, bir peçede ve bir adet kürdandan oluşuyor.

















Tasarımı uygularken ojelerimizin kurumaması gerektiği için, yapım aşaması için fotoğraf çekimi yapamadım. Eh tabi yoğun bir kıvam uygulayayım derken biraz taşırdığımı da inkar edemeyeceğim, fotoğrafta bu detayı görmezden gelelim. :)




Yapmamız gerekenler fazlasıyla basit. Açık mavi ojemi taban rengi olarak belirledim ve iki kat uygulandığındaki gibi rengini, tonunu tamamen verebilmesi için oldukça yoğun bir kıvam ile tırnaklarıma sürdüm. Hiç bekletmeden, kurumasına hiç fırsat vermeden koyu mavi ve beyaz ojelerimi rastgele tırnağıma damlattım. Ardından kürdanın ucu ile tırnağımda çizgiler çizerek renklerin iç içe geçmesini ve ebruli bir görüntü vermesini sağladım. İşte bu kadar basit bir işlem. 




Bu işlemin ardından sonuçta oluşan görüntüyü çok sevdim. Bu işlemi her tırnağımıza tek tek uyguluyoruz. Taban ojemizi bütün tırnaklarımıza uyguladıktan sonra değil. Unutmamamız gereken tek konu, ojelerimizin hiç biri kurumaya başlamadan kürdanla renkleri iç içe geçirmemiz. Kurumaya başlamış ise, renkler iç içe geçmeyecek, topak topak bir görsellik edinecektir ki, amacımız bu değil.

Peçeteyi ise her bir tırnağım bittikçe, kürdan ucunu temizlemek için kullandım. Sizler dilerseniz kullanmayabilirsiniz.

Tasarım için kullandığım ojeler;









Golden Rose dan şeker mi şeker bir renk, 88 numaralı mavi oje. Oje ile ilgili detaylara buradan ulaşmanız mümkün.














Flormar'ın 300 numaralı beyaz ojesi. Çok sevdiğim bu ojeyi hemen hemen her tasarımda kullanıyorum. Detaylı tanıtımını fotoğrafları hazır olsa da henüz yapmadım. Çok yakında güncellemesini yapacağım.









Rapsodi'nin harika bir renge sahip 346 numaralı koyu mavi ojesi. Kendisini severek kullanıyorum, daha önce tanıtmıştım. Yazısına buradan ulaşabilirsiniz.














Ve son olarak Flormar'ın 301 numaralı şeffaf ojesi. Kendisini çok severek her oje sürüşümde kullanıyorum. Tasarımı tamamladığımda da parlatıcı olarak uyguladım.






Sizler bu güzel tasarımımızı nasıl buldunuz? :)

5 Aralık 2014 Cuma

Golden Rose 88 Numara - Mavi Oje

 Merhabalar..    
 Bugün sizlere en son aldığım ve çok beğendiğim Golden Rose 88 numaralı mavi ojeyi tanıtacağım. Kendisini raflarda ilk gördüğümde 'çok tatlı bir görüntüsü var' deyip satın almıştım fakat tırnaklarımdaki tonuna bu kadar hayran kalacağımı düşünmemiştim açıkcası. :)  



Tırnakta çok ama çok şeker bir duruş sergiliyor. Beğenmeme ihtimalim söz konusu dahi olmadı. Yaz aylarında şeker bir mavi tonu elbise ile harika bir görsellik yayacaktır. Yaz rengimi şimdiden buldum gibi. :)

Ayrıca, tırnak tasarımlarında da aranan bir tona sahip. Mavinin bu tonu, beyaz renk ile harika bir 'şirinler' portresine müsait. Şirinler denemesi yapmak için sabırsızlanıyorum. :) Şu ana dek bu ojeyi iki kez kullandım ve ikisinde de üzerine birer tasarım yaptım. Tasarımlardan biri burada diğerini ise bu hafta içerisinde yayımlayacağım.





İlk katta biraz yoğun sürerseniz rengini hayli hayli veriyor ve ikinci kata ihtiyaç duymuyor. Fakat ince birer katman halinde sürerseniz gerçek rengini çok yansıtmıyor. Tırnaklarımdaki, ikinci kat ile uygulanmış hali ve üzerine parlatıcı sürmedim. Kuruma hızı orta düzeyde. Hiç bir şekilde topaklanmıyor, tırnakta çok pürüzsüz bir görüntü sergiliyor. Duruşunu gerçekten çok sevdim. 





Ojeler ne de güzel şeyler değil mi? Golden Rose'a bu ojeden sonra daha da bir bağlandım doğrusu. :) Herkese önerebileceğim harika bir ürün.




Mavinin bu harika tonunu beğendiniz mi? Sizler de tercih ediyor musunuz?

28 Kasım 2014 Cuma

Yaşasın Lacivert Güç!

Temizlik ciddi bir iştir. Salonu, mutfağı, banyosu, yatak odası derken bütün enerjinizi alıp götürür. Bu yüzden temizlikte bize iyi yardımcılar şart. Bugün, bize temizliği kolaylaştıracak, mis gibi  kokan yardımcılarla tanıştıracağım sizi.

Bingo'nun lacivert güç serisi şartlı şurtlu temizlik severler için özel olarak geliştirilmiş. Benim gibi şartlı şurtlu temizlik nedir diye soruyorsanız şöyle açıklayayım; temizlik bezlerinden, çamaşır suyuna her türlü temizlik malzemesinde mutfağa ayrı, banyoya ayrı ürünler kullanmak. Sizce de çok mantıklı değil mi? Banyo ve mutfakta aynı ürünleri kullanmak pek hijyenik gelmiyor kulağa. Ayrıca banyoda da mutfakta da elimizin altında ayrı, oraya özel ürünler olması işimizi de daha kolaylaştırmaz mı?

Bingo'nun lacivert muftak serisi mis gibi limon kokuyor. Çamaşır suyu aynı zamanda yağ çözücü formüllü. Ocaktaki yağ lekeleri, lavabodaki sararmalar ve mis gibi kokan tertemiz tezgah için kesinlikle bu üçlü sizlere tavsiyem.

Bingo lacivert banyo serisi ise kireç çözmeye yardımcı formülüyle kabusumuz olan su lekelerine, kirece, ve klozet temizliğine birebir. Bu üç ürünle dakikalar içerisinde tertemiz bir banyoya kavuşabilirsiniz. Üstelik bu yardımcılar sayesinde temizlik işi bana göre biraz olsun zahmet olmaktan çıkıyor.

Büyüklerimizin de dediği gibi şartlı şurtlu temizlik şart. Hem zaman kazanmak için, hem de daha hijyenik bir ev için :) Bu ayrım için siz ne düşünüyorsunuz?

İçerik: www.balkopugutasarim.com
Bir boomads advertorial içeriğidir.

26 Kasım 2014 Çarşamba

Bıldırcın Yumurtasının Bilinmeyen Faydaları

Bıldırcın yumurtasını pek çoğumuz tüketmiyoruz. Tüketsek de, çoğumuz bıldırcın yumurtasının insan vücuduna ne gibi bir yarar / zarar sağladığını bilmiyoruz. Dilerseniz hep beraber, pek de yüzüne bakmadığımız bu besinin sıklıkla tükettiğimiz tavuk yumurtasına nazaran ne kadar fazla bir besleyiciliği olduğunu öğrenelim;
 


                     
 Bıldırcın yumurtasının içeriğinde neler var?

  • Bıldırcın yumurtası, tavuk yumurtasından 9 kat daha fazla proteine sahip
  • 8 kat fazla demir
  • 15 kat B12 vitamini
  • 6 kat B1
  • 5 kat fazla fosfora tekabül etmekte.
                      
Bıldırcın yumurtasının sağlığımıza ne gibi etkileri var?


  • Üst solunum yolları rahatsızlıklarına birebir bir tedavi niteliğinde
  • Doğal bir antibiyotik etkisi gösterir
  • Kişiye güç verir, zinde hissettirir
  • Protein eksikliğini giderir
  • Çocukların bedensel ve zihinsel gelişimine çok iyi bir yardımcı
  • Bağışıklığı arttırır, iştahı açar
  • Cinsel gücü arttırır
  • Ameliyat sonrası iyileşmeyi önemli ölçüde hızlandırır
  • Öksürük, alerji, astım gibi hastalıklarda iyi bir tedavi ilacıdır
                     
Astım ve üst solunum yolu hastalıklarında nasıl tüketilmesi tavsiye ediliyor?


Özellikle doğal bıldırcın yumurtasının bulunması tavsiye ediliyor. Üst solunum yolu rahatsızlıklarında tavsiye edilen kullanım, bir bıldırıcın yumurtasının bir su bardağına kırılması, üzerine bir kaşık bal dökülmesi ve ardından ılık süt doldurup karıştırılması yönünde. Ayda en az 5-10 kez bu şekilde bıldırcın yumurtası tüketilmesi ve buna en az 3 ay devam edilmesi, rahatsızlıklar için tavsiye edilen bir kullanım tipi.

                           
Bıldırcın yumurtası nasıl tüketilir?

Fotoğrafta da gördüğünüz gibi, pek çok marka bıldırcın yumurtasını piyasaya sürerken içeriği, kullanımı hakkında bilgi veriyor.





Bunların yanı sıra, tavuk yumurtası ile yaptığınız bütün yemekleri bıldırcın yumurtası ile de yapmanız mümkün. Biz evimizde daha çok haşlamayı tercih ediyoruz. Çiğ tüketmeniz, pişirmeniz de size kalmış bir tercih.




                                            (Fotoğraftaki Converse Tırnak Tasarımım için burayı tıklayabilirsiniz.)

Bıldırcın yumurtasına her markette rastlamanız mümkün. Çok uygun fiyatlara, bu minik kutularda satın alabilir ve daha sağlıklı yaşayabilirsiniz.





                            Tüketimde  dikkat edilmesi gereken nokta;

Bıldırcın yumurtasında çok yüksek bir protein değeri bulunduğundan bebeklere, küçük yaştaki çocuklara verilmesi tavsiye edilmiyor. Küçük çocukların böbrekleri yetişkinler kadar gelişmediğinden, aşırı proteini kaldıramayabiliyor. Bu nedenle bilinçsiz tüketimden her zaman kaçınmak gerektiğini de not düşmemizde fayda var.

20 Kasım 2014 Perşembe

Tırnağa Nasıl Kenarları Çizgili Kalp Çizilir? / Tırnak Tasarımlarım#16 / Nail Art

Merhabalar :) Bugün sizlere kalp çizimini kolaylaştıran ve oluşan hataları da ört pas edebileceğimiz basit ve güzel bir yöntem göstereceğim. :)   



Tırnak tasarımlarımı özenle takip eden üyelerim mevcut. Bu da beni gerçekten çok mutlu ediyor ve tasarımlarımın çeşitliliğini elimden geldiğince arttırmaya çalışıyorum. Şu aralar vizeler, il dışı seyahatlerim derken çok fazla tasarım yapamıyorum ne yazık ki. Daha önceden yaptıklarımı bir an önce yayımlamakta buldum çareyi :)

Dilerseniz hemen yapım aşamasına geçelim;

Öncelikle bu tasarımda, daha önceden aldığım nail art fırçalarımı kullandığımı belirtmeliyim. Nail Art Fırça Seti'ne ve işlevlerine, kırmızı yazının üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Fırça setim yok diyorsanız, normal bir oje fırçanın ucunu keserek inceltmeniz yahut çok ince uca sahip sulu boya fırçaları da kullanmanız işinizi eminim ki görecektir.

Aşama aşama gidecek olursak, ilk önce ince fırçamızla kaba taslak bir kalp çiziyoruz. Ardından ikinci aşamadaki gibi içini dolduruyoruz. Önce taslağı çizip ardından içini doldurmamız, taslaktaki ufak çizim hatalarının da üzerini örtüp daha düzgün bir şekil elde etmemize yardım ediyor. :)


Sadece kalp de yapılabilir fakat ben kalp ile uyumlu çizgili bir french deneyerek biraz daha doldurmak istedim tırnaklarımı. Bu yüzden üçüncü aşamada, yüzük parmağımdaki kalp kururken, diğer parmaklarımın uçlarına beyaz bir çizgi çektim. Çünkü pembe rengim, direk mavi üzerine uygulayınca rengini canlı bir tonda vermiyor. Bu nedenle önce beyaz oje kullanarak, pembenin canlılığını korumasını sağladım. Daha sonra, dördüncü aşamada siyah kalbimizin içerisine bir boy küçük pembe bir kalp çizerek pembe kalbimizi daha hoş bir görünüme soktum. Beşinci aşamada, tırnak uçlarımdaki beyaz ojenin kuruması ile üzerine pembe ojemi, gayet canlı bir tonda uyguladım. Son aşamada da, ince uçlu fırçam ile pembe ojenin bitiş noktasına siyah bir çizgi çekerek kalp ile uyumlu bir görüntü elde ettim.

(Bu arada, Golden Rose mavi ojemle Flormar beyaz ojemin uyumunu görünce, bu tonlarla çok güzel Şirin'ler çizilir diye içimden geçirmedim değil. :) )




Tasarımda kullandığım ojelerim;

Golden Rose 94 numaralı pembe ojem
Flormar 313 numaralı siyah ojem
Flormar 300 numaralı beyaz ojem

(Ojelerle ilgili detaylı görsel ve yorumlarıma kırmızı yazılara tıklayarak ulaşabilirsiniz. Beyaz ojemin yayını ise çok yakında gelecek.)




Kalbimizi sizler nasıl buldunuz? :)




17 Kasım 2014 Pazartesi

Rapsodi 346 Numara - Mavi Oje

Her bayanın olmasa da, çoğu bayanın vazgeçilmezlerindendir ojeler. Eminim ki bir çoğumuzun ufaklı yahut büyüklü, bir oje koleksiyonu da var! İşte bu koleksiyona atılması kesinlikle gereken ojelerden biri; Rapsodi 346 numaralı mavi oje.    


Şişesinde hiç parlak durmasa da sürdüğümde yer yer ışıldayan hoş bir yüzeyi olduğunu fark ettim ve bu görüntüyü gerçekten sevdim! Tırnaklarımda gördüğümüz, üzerine parlatıcı sürülmemiş hali. Mavinin biraz koyu bu tonu, sonbahar aylarında ellerinize eminim ki çok yakışacaktır. Sonbaharda kendisini mavinin aynı tonlarında bir şal ile çok hoş bir şekilde sıkça kullandım. 

Sürdüğünüzde tek katta da kendini belli eden bir yapısı var. Sürerken çok rahat bir şekilde kullanabiliyorsunuz. Topak topak olmuyor, birçok ojeye nazaran biraz daha hızlı kuruyor. Ojenin yapısını sevdim. Rengine diyecek lafım yok. 




Severek kullandığım bu güzel ojeyi herkese öneririm. Mavinin her tonu bence çok şık! Rengimiz için sizler ne düşünüyorsunuz? Maviyi sever misiniz? :)


11 Kasım 2014 Salı

Yeni Ürünler #4 (kitap, kumbara, kulaklık alışverişi)

Yine bir 'yeni ciciler' serisi ile daha sizlerleyim! 

Bu seferki cicilerimi ayrı bir sevdim doğrusu. :) Her an elimin altında duruyorlar. 

Büyük paket bir ıslak mendil. Yurttaki odamda çekmeceye koydum. Gerçekten çok kolaylık sağlıyor hayatıma (Tıpkı çalışırken götürdüğüm paket paket nescafeler gibi!).



İki adet tek kullanımlık şirin mi şirin kumbaralar aldım. Günlük hayatta kullanmaya üşendiğim, orda burda heba olan fazla 5 kuruş, 10 kuruş, 25 kuruş gibi bozuk paralarımı kaybetmek yerine hemen kumbaraya atıyorum. Normalde değer görmeyen ve kaybedilen bu ufacık miktarların 50 Tl, 100 Tl olarak geri dönüşümüne bayılıyorum! Herkese de tavsiye ederim, en sevdiğim şeylerden biri kumbaralar oldu çıktı şu dönemlerde. Sizler de, kaybetmek yerine kazanın. Unutmayalım ki, küçük miktarları idare etmeyi bilmezsek, büyük miktarlara hiç bir zaman sahiplik edemeyiz. :)
Kedili olan bana, sarı lacivertli olan ise biriciğime minik bir 'ayağımızı yorganımıza göre uzatalım' hediyesi. 

Kulaklıklarım bozulmuştu. Samsung kulaklık ve hikaye kitaplarım ise, biriciğimden gelen tatlı mı tatlı hediye cicilerim. Kulaklığım hediye edeni gibi, uğuru ile geldi yaşantıma. Haftalık internet tabanlı lab ödevlerimi ve haftalık üniversite içinde yapılan quiz lerimi yaparken hep kullanıyorum, ses kalitesi çok iyi, işimi çok iyi görüyor.

Hikaye kitaplarıma ise tek kelime ile bayıldım!!! Seviye seviye düzenlenmiş bu İngilizce kitapları, hem iyi vakit geçirmemi, eğlenmemi sağladı hem de kelime dağarcığıma çok yararlı geldi. Pratik yapmanın en güzel yolu sanırım. Yakında kitaplardan daha detaylı bir yayın gelecek. İlgilenenlerin muhakkak incelemesini tavsiye ederim. :)    

Görüşmek üzere!

8 Kasım 2014 Cumartesi

Domatesin Sağlığa Yararları

Merhabalar :)       
Amasya'ya gittiğimizde minik domateslerimizi de görüntülemeyi ihmal etmemiştim. Evimizin önünde ufak bir bahçemiz var. Dedem ve anneannem, evin biber, domates, pırasa, mısır, kavun, karpuz, soğan, salatalık gibi mutfak sebzelerini bu bahçemizde kendi elleriyle yetiştiriyorlar. Bize de organik sebzeleri afiyetle yemek düşüyor. :)
Bu yaz kuraklık yaşanmış orada, sebzelerimiz ne yazık ki eskisi kadar büyük ve çok değildi. Belli bir düzeye kadar gelişebilmişlerdi.





Eh tabi ki, bana da domatesleri görüntülemişken, domatesin sağlık üzerindeki etkisini araştırıp sağlık kategorimde yayınlamak kalıyor. Bakalım uzmanların da sürekli tavsiye ettiği bir sebze olan domates, insan sağlığına neler kazandırıyormuş? 




  • Hipertansiyon hastalarında domates, tansiyon düşürücü bir özelliğe sahip
  • Yaz aylarında düzenli olarak domates yemek, cildi güneş ışınlarından koruyor
  • Domatesin A vitamini bakımından zengin olması, saç sağlığını koruyan bir etken
  • Eklem iltihabı ağrılarını azaltıyor
  • Kan şekerini dengeliyor
  • Ciltte, yaşlanmanın yarattığı olumsuz etkileri azaltıyor
  • Diyet yapanlara büyük bir yardımcı. Domatesin düşük kalorili olması hem kilo vermeye yardımcı, hem günlük  A ve C vitaminini karşılıyor hem de tok tutuyor
  • C ve E vitaminleri sayesinde kalp ve damar sağlığını koruyor
  • Kanser hastalıklarına tedavi niteliği taşıyor özellikle de erkeklerdeki prostat kanseri oluşumu riskini azaltıyor
  • Domates suyu cilde canlılık ve güzellik getiriyor
  • Vücutta biriken zehirli maddelerin vücuttan uzaklaşmasına yardım ediyor
  • Mide ve bağırsakların düzenli çalışmasına yardım ediyor





Domatesin tüm bu güzelliklerinin yanı sıra, uzmanların uyardığı önemli bir nokta bulunuyor. Domatesler henüz yeşilken tüketmememiz gerektiği.. Çünkü yeşil domateste sağlığa zararlı bir madde bulunuyormuş. Bu madde de, ancak domatesin olgunlaşıp kızarması ile yok oluyormuş. Bu nedenle, yediğimiz domateslerin kırmızılığına çok önem vermemiz gerekli. 

Herkese sağlıklı günler! :)






28 Ekim 2014 Salı

'Sarılmanın' Sağlık Üzerindeki Bilinmeyen Etkileri!

Yoğun iş/okul temposu, uzun soluklu çalışmalar, çeşitli dış etkenler yahut psikolojik kötü hissiyatler.. Hepsi hepimizin zaman zaman hatta çoğunlukla yaşadığı ve bizleri strese sürükleyebilen etkenler. Stresli bir yaşamın ise insan sağlığı ve psikolojisi üzerindeki olumsuz hatta hastalıklara dek götüren etkilerini hepimiz az çok biliyoruz. Peki stres insan sağlığına bir etkide bulunuyor da, sarılmak eylemi hiç bir etkide bulunmuyor mu? Tabii ki de bulunuyor!      

İşte beni en çok etkileyen ve bilinmeyen araştırmalardan bir tanesi..



                                                      (görsel alıntıdır.)

North Carolina Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Strese girdiğimiz zamanlarda salgılanan kortizol hormonu, en azından 20 saniye süren bir sarılma sonucunda normal seviyesine düşüyor! Ve yine aynı araştırma, sarılma sonucunda oksitosin denilen aynı zamanda 'bağ kurma' olarak da anılabilen hormonu salgıladığımızı bu nedenle de 'sevgi', 'önem vermek' 'değer vermek' gibi duygularımızın harekete geçtiğini söylüyor. 

Aynı zamanda sarılmak eylemi kan basıncını düşüyor. Yani kan basıncının dengede tutulması, kalp krizi gibi kan basıncı ile alakalı pek çok hastalığa karşı da bedenimizi koruyor!


Psikolog Virginia Satir ise sarılmak eylemi için şunları söylüyor: 'Yaşamaya devam edebilmek için günde 4 kucaklaşmaya ve büyüyüp gelişebilmek için 12 kucaklaşmaya ihtiyacımız var.'


Ben de hep, 'neden içtenlikle sarılmalarım, bana huzur veriyor, mutlu ediyor?' derdim. Sarılmak bugüne dek bana kendimi çok iyi hissettiren bir eylem oldu. Hele ki çok sevdiklerimle!


Sadece sarılmış olmak için değil, kendinizi kötü hissettiğiniz her an sevdiklerinize içtenlikle uzun uzun sarılın. Çünkü insanlar özellikle kendilerini çok yalnız hissettiklerinde fiziksel temasa ihtiyaç duyar. Fiziksel temas, onlara bilinç altında yalnız olmadıklarını fısıldar ve kendilerini iyi hissederler. Çoğumuz sevdiğimiz insanlarla uzun uzun sarılmanın bizi iyi hissettirdiğini fark etmişizdir fakat eminim ki kalp krizi dahil pek çok hastalıktan da bizi koruduğunu bilmiyorduk. Nasıl ki stres, kalp krizi, kanser boyutunda hastalıklara sürüklüyorsa bizi, sarılarak strese savaş açalım. Aileniz, sevgiliniz, eşiniz, çocuklarınız, yakın dostlarınız.. Her gün sarılın, kendinizi iyi hissedin ve onlara da önemli olduklarını hissettirin, huzur verin!

25 Ekim 2014 Cumartesi

Colleen 196 Numara - Yeşil Oje

Merhabalar :) 
Bugün sizlere en sevdiğim ojemi tanıtmak istiyorum. 50 den fazla ojem olmasına karşın, bundan daha çok sevdiğim bir ojem yok açıkçası. Bu ojenin hem bana çok değerli birinden hediye olarak gelmesi, hem de renginin ve tonunun harika duruşundan ötürü çok ayrı bir önemi var bende. :)



Yeşilin bu mütevazi tonuna tek kelime ile hayran kaldım. Ojenin çok parlak bir yapısı var. Tırnaklarıma sürdüğümde de hem tonunu koruyor hem de ışıl ışıl bir dikkat çekicilik katıyor. Ama bu parlaklık, bazı ojelerde olduğu gibi aşırı parlaklıktan simli görüntüye geçiş tarzında bir sevimsizliğe kaçmıyor. Tam dozunda kalmış bir ışıltısı var.



196 numaralı bu harika yeşil tonundaki Colleen marka ojemiz, ilk katta opak bir görüntü vermiyor. Ancak ikinci katta yakalıyorsunuz bu görüntüyü. Fotoğrafta gördüğünüz tırnaklarımda parlatıcı sürülmemiş hali. Ojemizin üzerine bir de parlatıcı sürsek, daha da yoğun bir parlaklık elde edebiliriz.



Bu ojemi hiç bir ojeye değişemiyorum. Çok seviyorum :) Çok zarif bir renk olduğunu düşünüyorum. Sizler sevdiniz mi rengimizi?

Bunlar Da İlginizi Çekebilir:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...